Bugün güneşli bir gün, 10’a doğru annemin ‘Sular kesik şişeyle su bıraktım onunla yıka’ sözüyle uyandım. Şansım varmış ben yüzümü yıkayana kadar sular geldi. Şanslı bir güne güzel bir kahvaltıyla başladım. Eve giden yolun 4 aydır bozukluğu felan muhabbeti ettik ebeveynlerimle. Sonra çıkarken çöpü attım bi sigara yaktım. Hava güzel yürüyerek ineyim çarşıya dedim. Konverslerim çamur oldu evden anayola çıkana kadar. O sıra stoacı şekilde düşüneceğime silsile olarak telatapi yoluyla kurum müdürlerinden belediye başkanlarının kulaklarını çınlatmak için saydırarak geçti. Anayola çıktım kartal model bi araba minibüsün yanından geçerken sıkı bir frene asıldı. Az kalsın minibüsün altına geçiriyordu. Hep en arka sol koltukta otururum minibüste. ‘Sigara hayat kurtarır ve yürümek’ dedim. Silsileyi aşıp hem oradaki dangoz şantiyecilere hem de başkanlara toptan bi saydırdım içimden. Şanslıydım hayattaydım ve yürüyordum hava da güneşliydi. İkinci sigarayı Şehitler Abidesi’ne inince yakayım bari dedim. Sonra İddia Bayii’nin önünden geçerken tabelasına yazdığı günlük bankolarına baktım. Ulan cepteki kupon n’oldu acaba dedim. Dün 5 lira atmıştım Mustafa Uysal‘ın verdiği banko 4 maça. Kuponu her gün oynadığım abinin bayiiden kontrol ettim. Tebrikler ikramiye kazandınız yazıyordu. Hop sağ avucumda 32,5 lira toplandı. Tükkana geldim bi nescafe içtik. Muhabbet sohbet. Retro Cafe’nin menüsünde bugün ana yemek olarak Kaz Etli Gacal Mantısı varmış. Ulan dedim yöresel takılıyoruz ne retro bir menü. Özkan dedi güneş var istersen gözlükleri vereyim. Taktım kızanın gözlüklerini yürüyorum, ‘Ulan ne zamandır hayata sepya bakmıyordum’ dedim. Sepya gözlüklerin arkasından dünyaya baktığım anlar gözümün önüne geldi. Neyse sol avucumda da kızanın helal parası toplandı. Ulen ne ironik bişey. Agnostikliğin gözünü seveyim. Güne güneşli güzel başladın ve avucunda öğlene kadar eşit para toplandı yarısı helal yarısı haram. Arafta kalmak ne güzel bir şeymiş dedim.
Sepya Dünya
önceki içerik