Buğra K./ bkavukcuoglu@windowslive.com
Birkaç oyun oynamıştık ve büyümüştük ardından. suspus oturmuştuk misafirliklerde, ayağımızı halının altına saklamıştık çekingenliğimizi belli etmediğimiz anlarda, bas bas bağırarak. Çok zor olmalıydı yalnızlık ve hemen okulu bitirip evlenmeliydik askere gitmeden biraz önce. Biri bizi beklemeliydi ve beklenmek güzel bir duygu olmalıydı oyunlar bitince.
Büyüyünce ne olacağımızı; büyüyünce ne olacağız sorusunu kendimize sormadan önce başkalarına verdiğimiz yanıtlardan belirlemiştik ve genellikle büyüyünce olamamıştık. Olanlarımız olacaktı ama onlar hiç biz değildi ki.
Aslında klasik bir halk çocuğuyduk ama halktan kopuk, aynı sokakta oyunlar oynadığımız arkadaşlarımızın düğünlerine gittik, düğünlerimize çağırdık, çocukları, her görüşümüzde ne kadar da büyüyorlardı, sünnet olacaklardı bir daha ki yaza. Amcası olmuştuk ve bize pipisini göstermesini istemiş miydik ki?
Önceleri para kaygısı yaşayacaktık sonrasında çok şükür yetecekti bize maaşımız, patron bu yıl beklenen zammı yapmasa da iyi prim vermişti yıl sonunda. Oğlumuz kopyalayıp yapıştırdığı hayata başarılı bir şekilde devam edecekti, Allah kazadan beladan korursa!
İşten eve, evden işe, pazarları kahvaltı,akşamı banyo, yemekten sonra seks, bir futbol maçı, bir kişinin değil hepimizin sıradanlığıydı bu. Basit şeyleri daha da basitleştirerek inanılmaz bir haz alıyorduk. Aslında daha önce hiç haz alamamıştık ve bilmediğimiz bu duygunun adını rahatlıkla kullanabiliyorduk. Emekli olacaktık ve canımız sıkılacaktı, sıkıcı işlere el atacaktık, dede olmak ne de sevimli görünecekti.
Bir hayat sıradan olup, her yılbaşı tombalalarla akıp gidecekti ve biz bundan sonsuz bir haz alacaktık. Torunumuz birkaç oyun oynayacaktı ve büyüyecekti ardından.