Sarper
Köyden kente göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak şirin bir Anadolu kentinde, darbelerin alenen yapıldığı senelerin sonunda dünyaya geldi. İlkokulu Çingen okulunda esmer vatandaşlarla beraber okudu. Küçük havuzda büyük balık olup okulun en başarılıları arasına girdi; karşılığı bünyesinden daha büyük havuzlara akranları arasına atılmak oldu. Bunu birkaç kez daha deneyip hayata atılmazdan evvel havuz atlamamaya meyletti. Cumhuriyetin yeni bir ferdi olarak “klasik usulde eğitim veren mahalle mektebi” ile “çağdaş metotlarla eğitim veren sıbyan mektebi” arasında seçim yapmaya benzer bir noktada kendini bulunca adını o yıllarda makarna markasıyla özdeşleştirdiği ve iki eğitimi birden vermeyi vadeden okulu seçip büyükşehire yollandı. Bolca ağladı, aile hasreti çekti. Bir şekilde ortama uyum sağladı. Lise bitince kendisini işsiz ve “okuyacak adam” halinde buldu. Okumaya devam edebilmesi için dolap beygirliğine soyundu. Yeterli görülmedi, o sene yapılıveren değişikliklerle yedi senesini verdiği okulundan ayrılıp taşraya iltica etmek zorunda bırakıldı. İkinci defa lise-3 okuyup ve iyisinden bir beygir olup 18’lik şablonda meslek tercihi yapma hakkı kazandı. Ne seçse bilemedi, “bari okumaya devam edeyim” deyip felsefe eğitimine ve ikinci kere büyükşehire yollandı. Dönüşüyle beraber ‘yeni yaş, yeni yaşam’ diye söylenirken uzun taşra gecelerinin ‘métaphysique oflasienne’ için ona kocaman bir adım attırdığını ve “bilinçsiz farkındalık” deneyimi yaşattığını fark etti. Çektiği derdin ne olduğunu anlayabilmek için çok daha fazla dertlenmesi gerektiğini anladığı ve mütemadiyen aylaklıkla geçen üniversite yıllarının sonunda ite kaka mezun oldu. Yetinmedi kapıdan geri dönmek istedi, alınmadı, bacadan sıvışıp rica minnet yüksek tahsile kendini kabul ettirdi. Halen hocalarını aldıklarına pişman etmeye devam ediyor.
Kahve falcılığı, kütüphanecilik, servis elemanlığı, tur rehberliği, menajer-çevirmenlik, proje danışmanlığı yaptı. Bir yerde ve zamanda doğduğu için öğrenmekle yükümlü kılındığı savaş ve savunma eğitimini halen almadı, toplumun en küçük yapı taşını oluşturmadı, yurtdışına çıkmadı. Kadıköyünde gururla oturuyor.
Kahve falcılığı, kütüphanecilik, servis elemanlığı, tur rehberliği, menajer-çevirmenlik, proje danışmanlığı yaptı. Bir yerde ve zamanda doğduğu için öğrenmekle yükümlü kılındığı savaş ve savunma eğitimini halen almadı, toplumun en küçük yapı taşını oluşturmadı, yurtdışına çıkmadı. Kadıköyünde gururla oturuyor.