Erkan Güner – erkanguner@hotmail.co.uk
SARHOŞLUK, KEDER VE KAHKAHA
Bunca acıdan bir sevda doğuramamak,
Yarım bile kalamamak, neredeyse tüketilmiş bir AŞKın yetim anılarına tutunmak.
Hatırlayamamak, neydi?, nasıldı?, ne zamandı?
.
.
.
Sarhoşluk; bir ruh halidir
biryerlerde uyanana kadar, başka biryere gidene kadar devam eden.
Keder; bedene musallat olan ağırlık
Kendi’ni biryerlerde asana kadar, başka bir Ben Sen’i askılıktan alana kadar.
Kahkaha; bir ağlama biçimidir
üzüntüden gözyaşı dökene kadar, gülerek ağlamaktır.
Bunca acıdan bir sevda doğuramamak,
Yarım bile kalamamak, neredeyse tüketilmiş bir AŞKın yetim anılarına tutunmak.
Hatırlayamamak, neydi?, nasıldı?, ne zamandı?
.
.
.
Sarhoşluk; bir ruh halidir
biryerlerde uyanana kadar, başka biryere gidene kadar devam eden.
Keder; bedene musallat olan ağırlık
Kendi’ni biryerlerde asana kadar, başka bir Ben Sen’i askılıktan alana kadar.
Kahkaha; bir ağlama biçimidir
üzüntüden gözyaşı dökene kadar, gülerek ağlamaktır.
“KAFAMIN İÇİNDEKİ BOŞLUK”
“Kafamın içinde ki boşluk neye benziyor?” diye sordum kendime.
Dedim ki,
“Güneş henüz batmamıştı, su, ayak bileklerimi geçip tekrar çekiliyordu, tırnakla et arasına kum doluyordu, su ılıktı, güneş hala batmamıştı,
eğildim ve bir avuç kum aldım, y-a-v-a-ş-ç-a döküldü avucumdan
bir parça dünya ve bir avuç deniz
kaldı
avucumda
hala güneş batmamıştı.”
Kafamın içinde ki boşluk buna benziyor olmalı.”