Üzerimize üç gölge düştü
Düşenler uyanmasın
Bir av mevsimi
Güneşi takiben coğrafyaya çıktık
Havadan sudan şehirler kurulmuş
Sıyrılırken bayat dakikanın tadına
Hayretle baktık hayretle
Sonra hepimizden biri aktarıyor
Sene bindokuzyüzseksen;
Matruşka sıcak denizlere ayaklarını soktuğunda
Saatine bakmadan demiş ki
Temeli tersten atılırsa dünyanın
Deniz kara olur, Karadeniz.
Terlerimizde boğulduk
rüya tarımı
Ağdalı vaktin dibinde müzik mideme çökmüş
İçimi döktüğümde şarkı söyledim sanılır.
Sıradaki parça kaçarsa nefesime,
– Yetiş, uyanamıyorum!
Ne zaman rüyalarım pariste geçse
Ölü bir evdeyim eski insanlar var.
Ölü ev bir şehir olmuş
Dışı yok sonsuz odalı
Odalar samandan bir zarf
Dokusunda kendimden geçmişim geçmişsin geçmiş
– Uyan, yetişemiyorum!