Aşkın Yücel – askinyucelseckin@gmail.com
Sorularla ve cevaplarla örülü yalnızlığım beni o gece meyhaneden meyhaneye savurmuştu. Karaköydü, kaldırım taşıydı. Uyandığımda susuz; aç, bitkin ve sokak kokuyordum. Ara sokaklardan süzülerek bir tanışın kapısını umarsızca çaldım. Uykulu gözlerle kapıyı açtı. Buyur etmeden içeri daldım; mutfağa süzülüp atıştırdıktan sonra salonda yataklarda ve koltuklarda uzanan çıplak bedenlerden anladım ki gece yoğun geçmişti. “Bir duş alıp çıkacağım dedim”. Değil rahatsız olmak; oralı bile olmadı. Açıkça söylemem gerekirse bulunduğum durumdan dolayı çıplak bedenler beni tahrik etmişti; duşta mastürbasyonu düşündüm, kendime yediremedim. Alelacele evden dışarı attım kendimi; tramvayda bir yön seçmem gerekti. Tek bildiğim oradan uzaklaşmam gerektiğiydi. Bir sonraki durağa yaklaşırken yüz çizgilerinden anladığım kadarıyla…
Ruhum bir duyudan sıyrıldığında tüm merkezi sinir sistemim uyuşmak ister. Aşksız yaşayamam. Ve bu cümleyi yazdığımı unutacağım; yapmayacağım dediğim herşeyi yapmış bir insan olarak.
Ne sol el orta parmağım tepki verdi ne de sol baldırım… Biri uyuşma, uykunun işteş hali olarak yalnız…
Kaç gün sonraydı, hatırlamıyorum. Unutacağımı bile bile… Tramvaydaydım, parçalı bulutlu. Yine parlayan bir etek, sarı uzun saçlar, ince bir bluz ve elli yaşın verdiği görkem. Yalnızca bu sefer yanında bir başka biri. Çok uzun sürmedi yolculuk. Bir pastanede ben onu takibi bıraktığım yerde bitti.
Bir kafedeydik; o lavabonun bulunduğu katı terk eylediğinde ben çıkışın hemen orda anlamsız bir gazeteye bakıyordum. Çıktı; o ve genç yine oradaydı, başka biri olarak.
Deniz çok derin, yüzme bilmiyorum. Biri bizi buradan çıkarsın artık, boğulduk.
Meyhaneye geri dönüyorum, derin bir şüphe kuşkuyu özlüyordu. Taktiklerin anlamsızlaştığı her yerde doğrudan olmak, yeni bir taktik eleman gibi dahil oluyordu oyuna. Yan masa bizi dinleme!
Biz bize oluşun soru ve cevabı içerdiği o gece ben meyhaneden içeriye girememişti. Zira biz izin vermemiştik başkaları olarak!
Sağ baldırımı kendim dövdürdüm ve çıkmadım girdiğim yerden, sorguyla!
Kısacası “okuduğumuzu anladık mı” ya bir yanıt olmadı bu ve benzerlerim. Nedense yoksunluk orada kaldı, geçmiş.