YUMİ-Ortaköy / runoyumi@yahoo.com
Kendisini anlatan bi öykü olabilmeyi bilmek benim olduğu gibi herkesin ideal halidir şüphesiz. Bu hali mümkün kılabilmek için de kendisini okuması gerketiği daha şüphesizdir. Kendisini anlatan hikayelerden birinde P. şehir merkezinin biraz uzak kısmında oturan H. ye fal baktırmak için evden akşam saat sekizde yola çıkmıştı. Oniki dakika yürüdükten sonra eve ulaştı. Arkadaşı onu sıcak karşıladı. Ona kahve ikram etti. Pa. keyfini çıkartıyordu. H. fal bakmadan önce ona bir numara yapmak istediğini söyledi. Yan odaya gitti ve üç dakika sonra elinde iskambil kartlarıyla geri geldi. Eline kartları aldı ve yanına da bir kağıt ve kalem. Par. bir an arkadaşının gözlerine baktı, o an arkadaşının sadece kendisine bişeyler anlatmak isteyen para.’dan başkası olmadığını hayal etti ve bunu benimsedi. Bundan sonra iş numaraya geldi. Hi. kartları karıştırmasını istedi. Bu arada bir yandan yanındaki kağıda birden papaza kadar kartların isimlerini yazıyordu.
– Buraya bütün kartları yazıyorum.
Ve altına maça sinek karo kupa geldi. Karışması biten kartları sağ cebine koyarken en alttaki karta bakan Hiç.in yüzünde bir gülümseme uyandı. Kart sinek yediydi. Bu sayıyla çok anısı olduğunu düşündü ve cebine koydu.
– Şimdi yukarıdakilerden beş tane seç.
– Bunlardan mı? Peki, dört, iki , sekiz, papaz, yedi.
Söylediklerini yuvarlak içine aldı sonra diğerlerini karaladı. Alttaki dört çeşitten de iki tanesini seçmesini istedi. Kalan iki kart karo ve sinekti. Bu sefer seçtiklerini yuvarlak içine aldı ve yuvarlakları karaladı. Sonra karo ve sineği yuvarlak içine aldı.
– Beş karttan üçünü seç.
Parad. önce dört, iki, sekizi seçti. Daha sonra da kalan iki karttan yediyi. Sanki bişeyler çelişkiliydi. Hiçl. bazEn seçilenleri karalarken bazan kalanları karalamış gibiydi. Aslında bu pek de sezilmiyordu. En sonunda sineği de seçince ortaya bir kart ; sinek yedi çıkmıştı. Bu kartı o seçmişti ve artık onun kartıydı. Kafasını kaldırdı ve arkadaşına baktı.
– Sinek yediyi kaçıncı kartta istiyorsun?
Hiçli. elini cebine götürmüş, bir sayı bekliyordu. Arkadaşını çok şaşırtmıştı. Üç cevabını aldıktan sonra elini cebine soktu ve üstten iki kart atıp üçüncede altta bekleyen sinek yediyi attı. Parado. çok şaşırdı. Hiçlik ona konuştuğunda ağzından şunlar döküldü.
– Hayatta da böyle işte. Aslında olacak herşey belli. Bütün konular: onları sen seçtin. Öte yandan zaten olacaktı ve oraya bir yolculuk yaptın. Algın yanıldığı için tıpkı bu numaradaki gibi. Kestiremiyorsun nasıl o noktaya ulaştığını. Sadece bir bakış açısı bütün herşeyin resmini çizebilir. Ve çizdiği şeye baktığında sahibini görür. Sen geleceği yaratırsın gelecek de senin şimdini. İşaretleri izle doğru yoldaysan pişmanlık duymazsın, pişmanlık duymazsan doğru yoldasın. Sadece kendine bak. Derinlere. Orda birşey var mı sence? (Bunu söyledikten sonra aklına sinek yedi geldi ve onu yine gülümsetti.) Kendi hikayeni oku. sonra anlatırsın. keyif senin işin. Hafifliği sen daha iyi bilirsin: Varolmanın hafifliğini sadece kendini oku yeter..
Paradox bir an bir hayal kurdu. İçine bakıyordu. Sonra herşey dönmeye başladı. Girdaplar onu yutmadan gözlerini açtı. Midesi bulanmaya başladı. Kendisini biraz yorgun hissetti. Saat te epey geç olmuş olmalıydı. Geçen zamanı hissedememişti. Kolundaki saate baktı fakat okuyamadı .Akreple yelkovan sanki birbirine girmişti. Bir anda rüyada olduğunu anladı ve Hiçlik’e baktı. Hiçlik gülümsüyordu.