Gerçeklik Üzerine
Barış/bserhan@hotmail.com
Çılgınca bağırdı bir kelebek,bu onun son günüydü ne kadar ironik. Ormanda ondan başka bağıran böcekler de vardı. Sonra üzüldü o bir kelebekti,sıradan böceklerle aynı ad altında sınıflandırılmıştı. Hala çılgınca bağırıyor ve uçuşuyordu fütursuz. Onu gördü, karafatma, tahtakurusu, bit, pire ya da adı herneyse ve ona baktı küçümseyerek böcek dedi, pis böcek! Onu tanımlamak için sınıfının önüne “pis” sıfatını getirme ihtiyacı duymuştu.Bunu sorgulamadı.Tekrar haykırdı bokun soyu. Böcek ona baktı anlamsız,bir adı vardı tanımlandığı, biliyordu ama ona dokunmuyordu böcek olmak. Ama o sorgulardı,ne zaman ki biri ona pis böcek ,kara böcek ,boklu böcek diye seslense sorgulardı.ve sonra neden bir acıma kapladı içini. İşte bu histi o anda bakışını dolduran.Ona baktı böceğe, kelebeğe, ne zaman ki sıkıldı bakmaktan,bir sigara sardı ve içti. Acıma duygusuna eylemsizdi, bilgisizdi ve belki bu sorgulamaya korktuğu tek şeydi. Bir halka yaptı sigarasının dumanından, boklarını yuvarlamaya devam etti. Halka büyüdükçe büyüyordu o oradan ayrılırken. Kelebek içinden geçti halkanın,onun için bir alaydı bu ve bok böceğinin yaptığına kendince karşılık vermişti. Halka nedensiz, bok böceği umarsızdı. Kelebek bunu gördüğü zaman daha da saldırganlaştı eylemliliği, namussuzlaştı. Bokun üstüne kondu, bok böceğinin yemeğine saldırdı, ona zarar vermek istedi. Bok böceği bir tepik attı yuvarlanan bokuna, kelebeğin ayakları çıkamadı boktan, onunla beraber dönmeye başladı. Narin kanatlarının narin pulları artık boku renklendirmişti. Bok artık yemek gibi değil, daha ihtişamlı, daha ilahi görünüyordu. Bok böceğide kıyamadı tabi onu yemeğe, evine götürdü ve ağacına süs olarak astı. Bu arada nedensiz duman halkası formunu bozmadan ormanın içinden açıklıktaki tarlalara doğru yoluna koyuluyordu. Tarlada yağlı boya çalışan genç ressama ilham kaynağı olana kadar da yoluna devam edecekti. Az gitti,uz gitti mısır tarlasındaki korkuluğun tepesinde durdu. Kelebek ruhlu genç ressam, ölümsüzleşecek potresini hareledi. Korkuluğun üzerinde yaşlı tırtıl kimsenin onu görmediğinden emin kozasına girdi.