Aşkın Yücel/askin_yucel@hotmail.com
“SOLuCAN’dan İNSANa dek yol aldınız
ve sizde çok şey daha SOLuCANdır.”
Freidrich Nietzsche
Bugünden,andan,şimdiden ; geçmişi, “tarihi yeniden yeniden yeniden yazarak”* geleceğin oluşturulması tıpkı SOLuCAN’dan insana yol almamız ve bizde çok şeyin daha SOLuCAN olması gibi bugünde,anda,şimdide ‘olan’ gelecekte ‘ilkel’ olarak değerlendirilecektir.Bu yüzden, anlatılan,anlatılacak olan ‘ilkel’ bir biçim olarak anlaşılırsa,algılanırsa ifade yerini bulabilir.
Yola SOLuCAN, bileşenlerinin dar sözlük anlamıyla çıkıyoruz.
sol (I)
sıfat
1 . Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı:
2 . isim Bu taraftaki yön
3 . isim Sosyalizme yakın görüşte olan grup.
4 . isim, spor Boksta sol yumrukla vuruş.
sol (II) -lü
isim, müzik İtalyanca sol
1 . Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses.
2 . Bu sesi gösteren nota işareti.
sol (III)
isim
Peru para birimi
can
isim Farsça can
1 . İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık.
2 . Yaşama, hayat
3 . Güç, dirilik
4 . Kişi, birey
5 . İnsanın kendi varlığı, özü
6 . Gönül
7 . Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
8 . sıfat Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
9 . ünlem Yakınlık duygusu belirten bir seslenme sözü
Güncel Türkçe Sözlük’te SOL için verilen “Sosyalizme yakın görüşte olan grup.” Tanımını kavramsal olarak ele aldığımızda ilk olarak Fransız devrimi sonrasında kurulan mecliste var olan yapının korunmasına karşı çıkarak özgürlüklerden yana değişmesini talep edenlerin parlementoda ‘sol’ a , değişime karşı çıkanların ise sağa oturması ile karşımıza çıktığını görürüz.Tarihsel olarak Fransız Devrimi sürecinde ortaya çıkan ‘sol’ kavramı bugün ,değişim arayan, sosyal yapıdan kaynaklanan hiyerarşiyi ortadan kaldırmak isteyen,varolan kaynakların denk dağılımını talep eden, korumacı olmaktan çok özgürlükçü değişimden yana olmayı içerisinde barındırır.Bu anlamda fikirlerden ilk akla gelenlerden sosyalizmi, anarşizmi, feminizmi, ekolojizmi içerir.Burada iki ayrımın özellikle belirtilmesi gerektir; ilkin adı geçen fikirler,eylemlilikleriyle beraber felsefe değildir,bir ya da birden fazla felsefe içerebilir ama kendileri felsefe değillerdir, yani Sosyalizm, Marksizm değildir yada Nihilizm, Anarşizm değildir; ikinci olarak bir kimlik olarak kendisi veya çevresi tarafından ‘sol’ olma atfedilenin ‘sol’ olarak değerlendirilebilmesi için ‘sol’ kavramının niteliklerini taşıması gerektir.Bu durum şöyle örneklenebilir, sosyalizmi fikir,tasarım,dünya görüşü,eylemlilik,duygu”¦ olarak düşündüğümüzde, onu Marksizm’e hapsetmek, herhangi bir felsefeyi yaşayan,savunan,yapan örneğin varoluşçu bir bireyin sosyalizm tasavvurundan dışlanmasına yol açar.Sorun adı geçen ‘sol’ olan fikirlerin, bireyde ‘kimlik’ olarak atfedilmesinde çıkıyor.İşte SOLuCAN’ın bir bileşeni olarak ‘sol’ ‘kimlik’ olarak sosyaliste de,anarşiste de, feministe de,ekolojiste de açıktır.Ön planda olan, bireyleri değişim araması,sosyal yapıdan kaynaklanan,hiyerarşiyi ortadan kaldırmak istemesi,varolan kaynakların denk dağılımını talep etmesi,varolanı korumasından çok özgürlükçü değişimden yana olması açısından bir arada tutan ‘sol’ olma halidir, kimlik burada anlamsızlaşmakta, farklılıklar tarihsel ve felsefi olarak tartışılıp,sürdürülmekte ya da değişmektedir.’Sol’ ““ki her zaman istisnalar vardır- vücutta kalbe yakın olan taraftır, duygu elzemdir.
‘Can’ ise fazla açıklama gerektirmeyen hepimizin hissettiği bir duygu, felsefi olarak eski yunanda beden-ruh ayrımındaki ‘ruh’, mesela düşünme eyleminde iki nöron arası elektriklenme sonucu bedende ortaya çıkan enerji olarak ta, metafizik bir kavram olarak ta ele alabiliriz, anlamı bakımından hayat,güç,birey,insanın varlığı,gönül,samimiyet”¦ olarak düşünülebilir.İnsan topluluklarının cemaat olarak değerlendirildiği toplumlarda birbirine ‘canlar’ olarak hitap edilmesini de İslam Felsefesi ile açıklayan bireylere de ‘sol’ olma halinde ,mümkünse, açık olunabilir.İslam Felsefesi de tıpkı varoluşçuluk ya da Marksizm gibi bir felsefedir, tartışılabilir ve ‘sol’ olma halinde bir arada olunabilir.
‘Sol’ ‘Can’ la beraber gelir.Ne kadar bilimsel ya da felsefi temellere oturtulmaya çalışırsa çalışılsın, ‘sol’ la ilişki duyguyla başlar.Verilerden, tarihsel ya da felsefi tartışmalardan önce bireyi ‘sol’ a yönelten bir duygudur.Nefret,aşk,sevgi,acıma,sorumluluk,aşağılık”¦herhangi biri olabilir.Bu yüzden duygunun yoğunluğu azalsa kendiliğinden,hayatın getirdikleriyle oluştuğu için geçmişten söküp atılamaz, tarihi ya da geçmişi yakmaya kalkışılsa dahi.Mesela duyduğumuz sesler içerisinde her ‘sol’ notasında ‘can’ı, ve içinde ‘can’ geçen her ünlemi duyduğumuzda ‘sol’ u duymak gibi”
“Tamamı parçaların toplamından az olabiliyor” **
‘Sol’, ‘can’ parçalarının toplamından daha azını ifade eden SOLuCAN’ın yeryüzü üzerinde 2.000 civarı türü bulunmaktadır, sanal türleriyle beraber bu sayı oldukça artmaktadır.
‘Olan’ bir sistemden bahsedilecekse organik olmasından kastedilen, biçim değiştirebilmesi ve bünyede,zihinde zuhur etmesidir.Bedende ve zihinde bulunması sistemi görülende tasarlamamıza yol açmaktadır.Kısacası yatak odasından,sokağa,sokaktan plazalara hatta bir ormana kadar her yere nüfuz ettiğini görürüz,düşünürüz.İşte bu görülende toprağın altında bulunur SOLuCAN toprağın üstüne plazalar kurulurken hergün. Yeraltından, yeraltını anlayanlar için bir metrekare toprağın altında ne kadar SOLuCAN olduğunu düşünmek yeterlidir. Tabii ki bazı türleri insan bedeninde de bulunabilir, hatta beyninde dahi dolaşabilir Yeraltından çıkmış olsalar da özlerini tamamen kaybedemezler Yeraltında bulunan SOLuCAN’lar kendinin farkında olduğunda birer özbilinç haline gelirler.Özbilinç, kendisinin farkında olan varlıktır.2.000 civarında farklı tür kategori halinde düşünüldüğünde özbilinçlerin tektipleşmemesi adına yeterli gözükür.
Tarımda gübresi çok verimlidir ve ‘can’lı bedenlerin ölüler arasına katılması için ölüleri yerler.Kalbi durmuş yada vicdanı sistem tarafından törpülenmiş bireyleri tamamen ölüler diyarına yollar SOLuCAN.Alkolün içerisine bıraktığınızda ise çürümeden kalabilir.SOLuCANOtu ise bileşikgiller familyasından bir bitki olup,çok dayanıklıdır.Evlerde sinek kovmaya yarar,bedeni güçlendirir,iştah açar,hazımsızlığı en aza indirger,kadınlarda regli kolaylaştırır,sindirim organlarındaki SOLuCAN’ları temizler,uyuz olduğunuzda geçmesini sağlar.Sanal olarak ise “bir solucan genellikle kullanıcı eylemi olmaksızın yayılır ve kendisinin tam kopyalarını (olasılıkla değiştirilmiş) ağlardan ağlara dağıtır. Bir solucan bellek veya ağ bant genişliği tüketebilir, bu da bilgisayarın çökmesine yol açabilir.Solucanlar yayılmak için bir “taşıyıcı” programa veya dosyaya gereksinim duymadıklarından, sisteminizde bir tünel de açabilir ve başka birinin uzaktan bilgisayarınızın denetimini eline geçirmesini sağlayabilir”*** Uzayda ise SOLuCAN Delikleri bilimin sınırlarını zorlamaktadır.
Hayvanın,bitkinin ya da sözcüğün olduğu yerlerden öte bilinçte neye karşılık geldiğini,neye gelmesinin istendiğini anlatmak daha açık olacaktır.Daha doğrusu bugünden,andan,şimdiden geçmişi,”tarihi yeniden yeniden yeniden yazarak” gelecekte olması istenileni aktarmak daha anlamlı olacaktır.
Gündelik hayat, tüm acılarıyla, anlık mutluluklarıyla çok daha “Bizim dünya görüşümüzden” **** ya da “Dünyanın bize gösterilişinden”**** sahici hissedilir. Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri çok daha toplumun içerisindendir.Üçüncü sayfa haberlerinin başrol oyuncularının zihinleri ise dizilerle,reklamlarla,filmlerle dolmuştur.İşte bu dünyanın dışında olduğunu düşünen, yan yana ve iç içe, gündelik hayatın yeniden örgütlenmesi , yer altı düşünülür.Birey, tek başına; bireyliği diğer özbilinçlerle beraber, hayatın içerisinde ‘can’ıyla var olur.Yeraltının düşünülmeye başlanması, ‘olan’dan başka, ‘olan’ın içerisinden yeni bir dünya tahayyülü kurulmasına yol açar.İşte bu tahayyül bireyin ‘olan’ın karşısında alternatifler üretmeye çabalarken bir yandan da karşısına aldığı her hangi bir ‘şey’ ile , insan,mekanizma,sistem,fikir vb”¦, mücadeleye başlamasını sağlar.Burada SOLuCAN, bireyin karşısına aldığı her ne ise onunla sürekli mücadele etmesi sürecinde nirengi noktasıdır.Örgüt sahibi olmakla örgütlü olma birbirinden ayırt edildiğinde birey, diğer özbilinçlerle beraber varolup, kendisi,bizatihi örgüttür.Birey, bireyliğini örgüt olmakla var eder. Kısacası bireyin fikirlerini ve eylemlerini organize edişinden,örgütleyişinden bağımsız kişiliği düşünülemez.Organik sistemin zihne ve bedene işleyişindeki verdiği en büyük hasar bireylerin kişiliğinde gözükür.Zamanın hızla akıp gittiği gibi bir yanılgı ve sürekli daha fazlasını istemek, zamanın,süreden ayırt edilmemesinden ve ‘olan’ sistemin temel davranış biçimini kabul ettirmesinden kaynaklanır.
“İyi sistem kendine muhalefetin biçimini belirler.”***** Organik sistem, kurumsallaşmış yapıları belirlediği muhalefet biçimine yerleştirmektedir.Bu durumda siteme muhalif olduğunu düşünen yapılar sistem tarafından belirlenmiş aygıtlar tarafından ya kontrol edilirler,ya baskı altına alınırlar, ya da kullanılırlar.Her durumda fikirlerden çok bireylerin iyi niyet,çaba ve emek sonucunda oluşturduğu yapılar sistemin muhalefet biçimine dahil edilirler.Bu biçime dahil oldukça, ‘sol’ ile tanıştığı zamanki duygular bastırılır,bozulmaya uğrar ya da nostaljik birer unsur halinde kalır.Oysa ki bu duygular en başından yönelimi belirlemektedir.Birey,kurtuluşunu kendisi yaratmak durumundadır söz geçen ‘birey’ hep diğer özbilinçlerle beraber ele alınmaktadır.Bu durumda yeni bir dünyanın tahayyülde ilkel biçimlerini tasarlarken mücadele eden birey fikirlerini ve eylemlerini organize ederken, kendisini, fikir ve eylemlerini örgütlemektedir.Bu anda,bugünde,şimdide geçmişin,”tarihin yeniden yeniden yeniden” yazılmasıyla mümkündür.
Birey,kendisi,bizatihi örgüt olmadan bir fikri yada eylemi organize edemez.Organizasyonun olmadığı biçimler sadece daha fazlasını istemeye,tüketmeye ve zamanın hızla akıp gittiği düşüncesine mahkum edilir.Oysaki zaman sadece yaşanarak algılanır. Ve hayat , ‘can’ , ‘sol’da ,kalbin attığı tarafta , yeraltından, duvarlara,sokaklara,fotokopi makinesından çıkmış sıcak kağıtlara akmaktadır.
Vücudundan ensülin çekilerek sonsuz yaşamı bulmuş bir türü olan SOLuCAN, bölünse de,parçalansa da her parçası ayrı ayrı yaşamaya devam eden toplumun içerisindeki bireyler gibi, her parçada bireyliğini yaşatmaya devam ediyor.
Bir olgu benzer koşullarda 3 defa tekrarlanırsa hakikat olur,gerçeklik değil.Gerçeklik,benzer koşulların oluşmasındaki sonsuz döngüdedir.3 adet SOLuCAN’ı alın peşpeşe koyun işte sonsuz döngü oradadır.
Doğal olarak ki anlatılanlara itirazlar olacaktır.Örneğin ‘Anarşizm sol değildir’ itirazı ilk akla gelenlerden,öncelikle anlatılanlara itirazı düşünen bireye tüm parasını Peru ‘sol’una çevirmesi salık verilir”¦Ardından elindeki ‘sol’lerle gündelik hayatın yürüyüp yürümediğine baksın ‘paytak’sa sorun yoktur.
*Ece Ayhan
**Chuck Palahniuk
***Microsoft
****Nilgün Marmara
*****Murat Belge