-Selam gotik kız
Nasıl yapalım? Tarot, kahve, iskambil?
-Bir kahveni alırım. Orta.
Oğlum bize ordan iki orta. Noldu, Rahat edemediniz mi?
-Ne bileyim, mekanda ürpertici bir atmosfer var sanki, insan biraz tedirgin oluyor.
Çantanızda sakladığınız ses kayıt cihazından olabilir mi? Hemen mekana bok atmayın.
-Ya kusura bakmayın bir şey sakladığım yok size söyleyecektim zaten.
Bakın hangi saiklerle buraya geldiğinizin farkındayım, bu gözlerden bir şeyler saklama ihtimaliniz zaten olamaz. Biraz daha korku salıp üzerinizdeki otoritemi artırmak istemiştim sadece. Herkes yerini bilecek hacı!
-Gotik kızdan Falcı Bacı istikametine doğru yaptığınız manevralar göz kamaştırıcıydı. Bu yerelliğe sıkıca sarılarak sorularıma başlıyorum: Malum mesleğe ne vesileyle bulaştınız?
Teşekkür ederim. Öncelikle bilin isterim ki benim esas mesleğim falcılık değil, fal bakmak benim için bir tutku. Geçimimi farklı yollardan sağlıyorum, cebinizden çıkan meblağ ise bana saygı duyun diye talep ettiğim sembolik bir şey. Kabul edersiniz ki bedavaya fal bakınca gün teyzesinden öte bir level’a erişmek imkansız oluyor.
-Haklısınız, peki ne tür bir meslekle iştigal ediyorsunuz?
Profesyonel olarak İddaa oynuyorum.
-Kız başına?
Ne ayıp.
-Çok af edersiniz. Konuyu biraz daha açar mısınız?
Fal bakmakla nam salmaya başladığımda lisedeydim, bir eğitim ve öğretim kurumu olan binada hocalar dahil kahvesini alan sırama yanaşıyordu. Bir seansta elemanın teki liseli hormonlarından aldığı ateşle iddaa sonuçlarını sordu. Espri mi yapmak istedi ciddi miydi anlamadım ama maçların hepsini bildim. Çocuk da tabii tüm kantini önüme serdi sağ olsun. Sayesinde o gün de karnım aç yatmayacaktım. Derken ekmeğimi toptan çıkartabileceğimi fark ettim. Futbol endüstrisinin nimetlerinden hunharca faydalanmak üzere iddaa bayiinin yolunu tuttum. Bugün bir Maradona’dan, bir Messi’den daha çok kazanıyorum.
-Nasıl yani bütün maçların sonuçlarını tahmin edebiliyor musunuz gerçekten?
Ben gol olur diyorsam, olur. Bakın doğaüstü güçlere sahip insanların varlığına inanmayan sizler sayesinde ben bugünlere geldim. Eğer geleceğin görülebilirliği ortaya düşmüş bir hakikat olsaydı, piyango, iddaa, borsa gibi sistemlerin ömrü sizlere olurdu. O yüzden hiç bozmayın, her şeyden şüphe etmeye tam gaz devam.
-Beni sizler yarattınız diye gezenlerin ömrü uzun olmuyor pek
Endişe etmeyin, benim önümde upuzun bir yol var, sizi bile gömüyorum.
-Ne güzel, sizden fevkalade bir cadı olacaktır. Futbolu seviyor musunuz?
İtiraf etmek gerekirse bir topun peşinde benim için ter döken 22 delikanlıyı düşünerek kendimi şımartıyorum bazen. Böyle düşününce futbol çok güzel. Öte yandan, sonucunu bildiğiniz bir maçı izlemekten keyif alır mısınız? Goller belli, golü atan belli, heyecanlı olmaz değil mi? Benim gördüğüm kadarıyla futbolu cazip kılan esaslardan en fazla öne çıkanı belirsizliktir. Benim içinse belirsizlik diye bir şey yoktur. O yüzden futbol içeriği itibariyle pek ilgimi çekmiyor. Yalnızca sonuç odaklı yaklaşıp kuponumu dolduruyor parama bakıyorum.
-Bu yolda önünüze çıkabilecek engellerle nasıl mücadele ediyorsunuz?
Valla ben tesadüfen iddaayla başlamış olsam da sonradan üzerinde düşününce fark ettim ki şans oyunları, bahisler ve gelecekten beslenen diğer konseptler arasında en risksiz olanı iddaaymış zaten. Yine de yatan kupona mahsus oynadığım oluyor tabii. Zaten erkek kardeşlerim adına oynuyorum, birileri kadın kokusu alsın istemem.
-İddaa oynayan vatandaşa önsezilerine güvenmelerini tavsiye eder misiniz?
Bakın gelecekten haber almak istiyorsanız önsezilerden ziyade mantığınıza ağırlık vermek sizin için daha hayırlı olur. Fakat aranızda bunu bile yapamayanlar var. Adam önceki maçlara bakıp taktik geliştireceğine sevdiği takıma oynuyor mesela. Bir Galatasaraylı için Fenere oynamak bu kadar mı zor? Yapmayın arkadaşlar, duygusal bahis nedir güldürmeyin beni.
-Peki geleceği görme süreci tam olarak nasıl işliyor? Mesela görüşünüz net mi, anlık bir transa mı geçiyorsunuz, nedir?
Biliyorsunuz dürbün uzaktaki bir nesneyi anında önünüze getirir, aynı yakınlığı çıplak gözle yakalamak için o nesneye doğru yapacağınız seyahatse mesafeye bağlı olarak günlerinizi alabilir. Bizim için zamanın bütünü dev bir kütledir. Bu kütlenin içinde hareket devam ettiği müddetçe zaman akar. Benim gözlerimdeyse, bu kütlenin henüz harekete maruz kalmamış uzaklıktaki kısımlarına kadar erişebilen dürbünler takılı olduğunu hayal edebilirsiniz. Bu sayede henüz yaşanmamış olandan haberdar olabiliyorum.
-O halde hayattan tat almayı nasıl başarıyorsunuz?
Yanılıyorsunuz, hayat benim için de sürprizlerle dolu. Zira yasak meyveyi yemenin getireceği sonuçları bilsem de, o elma yenmeseydi nolurdu bilemem. Yani olacakları görebilmeme rağmen diğer ihtimallerden bihaberim. Mesela adamın biri bana “Baldızımla ilişkiye girip onu hamile bıraksam çocuğun eşimden olmadığı anlaşılır mı?” minvalinde bir soru sordu. Adama baldızıyla asla ilişkiye giremeyeceğini söyledikçe, “Olsun yine de çocuk neye benzerdi” diye diretiyor. Ananıza benzerdi dedim en son, atarlanıp gitti… Bakın falcılık matematik işidir her işlemin tek bir sonucu vardır, gidiş yolu beni alakadar etmez zira yaşam koçu ya da haydar dümen değilim ben.
-Çok haklısınız. Hayata sizin pencerenizden bakmak büyük zevkti, çok teşekkürler…
Rica ederim, ben de her gün sizin pencerenizden bakıyorum biliyorsunuz.