-Hoş geldiniz, bizim hakkımızda neler biliyorsunuz bakalım, dökülün
Bana sorulacak en uygun soruyu seçmişsiniz valla bravo. Doğrusu biraz araştırma yaptım ve şunları öğrendim; Ankara’da doğmuşsunuz, Beşiktaş’ta ailenizle yaşıyorsunuz, en sevdiğiniz yemek imambayıldı, 4 dil biliyorsunuz, dış görünüşünüzle oynayıp durduğunuza göre psikolojik sorunlarınız olmalı ya da memleketi plastik cerrahi alanında ilerletmek gibi muazzam bir idealiniz var.
-Hmmm ne çok şey biliyorsunuz öyle! Etkilendim (L)
Heheh teveccühünüz. Yine de kişisel algılamayın, stalking benim için bir tutku olduğu sürece dil din ırk ayırmadan herkesin izini sürebilirim.
-O halde biz de size dair elimize geçen verilere dayanarak birkaç soru soralım.
Yalnız kimliğimi deşifre etmemeye özen gösterirseniz memnun olurum.
-O konuda müsterih olun, bugüne kadar kimsenin açığını vermedik çok şükür. İlk sorum neden milleti gizlice takip ettiğinizle ilgili, mesela birinin izini sürdükten sonra elde ettiğiniz bilgileri kullanıyor musunuz, nedir?
Genellikle hayır, sadece bilgi edinmek bana yetiyor. Dikizlediğim kimseyle bizzat tanışmaya çalışmadım, ya da ne bileyim istihbaratla, paralel yapıyla vs. işim olmaz. Ha ama topladığım malzemeyle cinsiyet ayırt etmeksizin 31 çekmekte beis görmüyorum. Yine de o an iz sürmekten mi yoksa o kişinin hayalinden mi zevk aldığıma emin değilim, biri olmadan öteki de olmuyor. Fakat hislerim bana baskın tarafın iz sürmekten yana olduğunu söylüyor. Bu açıdan baktığımızda elimdeki bilgileri kullanmış olmuyorum aslında.
-Peki elinize geçen en tuhaf bilgi nedir?
Biliyorsunuz internet bu tarz işler için müthiş faydalı bir mecraya evrildi. Ben de bu nimetten faydalanarak milletin izini sürerken fark edilmemek adına, günlük hayatta kılık değiştirmenin muadili olan ‘çakma hesap oluşturma’ yöntemine sık sık başvururum. Kendimi bir başkası olarak sıfırdan kurgulamaktan oldum olası keyif almışımdır zaten. Velhasıl internetin unutulmuş köşelerinde cirit atan çeşit çeşit çakma profile sahibim. Ne yazık ki vakit ayırıp silemedim de hiçbirini.
-Sizi dinledikçe dünyanın yörüngesinde peyda olan uydu kirliliği gözümün önüne geliyor.
İsabet olmuş, nitekim uydunun bir özelliği de dünyayı gözetlemektir. Neyse devam edeyim… işte yine bir gün güzel dudaklı bir ablanın izini sürerken bu ablanın tanıdığı insanlar arasında ilgimi çekecek nitelikte fikirlere ve memelere sahip başka bir ablayla karşılaştım. Ve dahi hinterlandımı genişletmek adına bu yemin peşine takıldım. Bu öyle bir yolculuk oldu ki bir insanda görmek istediğim bütün unsurlar önüme dökülüyordu. Bu insanın yegane kusuru benimle bir miktar ortak noktasının bulunmasıydı, derken uyandım… Hikayenin nereye varacağını çoktan fark etmişsinizdir; meğer kendi kendimi stalklıyormuşum! özetle kendimi tanıyamaz hale gelmişim.
-Ben de biri sizi bu şekilde takip etse hoşunuza gider miydi diye soracaktım. Fakat görüyorum ki başkasının izinizi sürmesine alan bırakmamışsınız…
Aynen öyle, benim de götü kollama yöntemim buymuş meğer. Hayat paradokslarla dolu.
-Elde ettiğiniz malzemelerle mastürbasyon yaptığınız düşünülürse, kendinizi becermiş olma ihtimaliniz bile var demek ki.
Yalnız, olay benim haberim olmadan gerçekleşiyorsa tecavüze giriyor. Hatta büyük ihtimalle de öyledir biliyor musunuz? Zira normal koşullar altında kendimi sikmem ben, alımlı bulmuyorum çünkü.
-E kendinizi ihbar edecek misiniz?
Siz etmezseniz ben de etmem 🙂
-Şu an nasıl bir sapıkla konuşuyoruz belli değil. Yine de kendinizi çok özel hissetmeyin.
Neden?
-En nihayetinde millet takip edilmek istiyor siz de ediyorsunuz. Takip edenle edilen benim için bir, zira aynı döngünün içindesiniz; sizi onlar var ediyor, onları da siz… Dolayısıyla kendi kendinizi takip etmenizde anlaşılamayacak bir durum yok hatta isabet olmuş.
Belli ki siz de takip edilmek istiyorsunuz, aksi taktirde bilgilerinize ulaşamazdım değil mi?
-Maalesef hakkımda bildiklerinizin çoğu yanlış. Çünkü sizin muhataplarınız gibi yaşantımı ifşa etmekten keyif alıyor değilim.
Diyelim ki öyle. Yine de beni takip ettiğim insanlarla bir tutamazsınız. Onlar dünyadan habersiz, tek derdi beğeni toplamak olan zavallı varlıklar. Bense onların kılığına girdiğim için kendi kendimi stalklarken buldum, onlar gibi olduğum için değil.
-Bilmiyorum… bana o kadar da dünyadan habersiz görünmediler. Bence gayet de soluğunuzu enselerinde hissediyorlar buna rağmen siz orda değilmişsiniz gibi davranıyorlar.
Öyle davranmaları için bir sebep göremiyorum. Beni yakaladıktan sonra benden kurtulmak o kadar da zor olmasa gerek. Ayrıca insanlar kendilerini görünmek istedikleri şekilde ortalığa sunuyorlar, oldukları gibi değil. Oysa benim gibiler gösterilenin ardını görebilme yetisine sahiptirler. Görmesini bilene insanlar cümle kuruş tarzlarıyla bile kendilerini ele veriyorlar.
-Hakkınızı teslim etmek lazım, ilginç fikirleri ve memeleri olan ablanın ardındaki kişiyi; kendinizi deşifre etmekte son derece başarılıydınız.
Zırvalarınızı dinletmek için mi çağırdınız beni? Eğlenceli bir anımı paylaşarak başladığım muhabbet nasıl buralara gelir anlamıyorum.
-Bakın sırf milleti dikizliyorsunuz diye kendinizi allah ilan etmenize ya da ne bileyim büyük biraderle, Sauron’la bir tutmanıza gerek yoktu.
Saydığınız örneklerden farklı olarak takip sonucunda elime geçen bilgileri kullanmadığımı size daha önce de söylemiştim! Bu durumda nasıl oluyor da kendimi onlarla bir tutmuş oluyorum? Muayyen döneminizdesiniz galiba!
-Pekala biraz sakin olun, bitirelim isterseniz.
İyi olur. Hoşça kalın.
-Güle güle.