Neler yapmışlar İstanbul’uma? Aşka aşık insanların kentine:
İstanbul’u hissedemeyen, O’na aşık olmayı, O’nun özlemine aşık olmayı, O’nun mavi, gri; bazen bulutların Güneş’e eşlik ettiği, bazen de ayı yıldızlarla yalnız bırakan gökyüzüne bakmayı bilmeyen, O’nu, kalbi çarparak izlemeyen yabancılar sarmış satın almaya çalışıyormuş İstanbul’umu…
Güneş veda ederken alacakaranlıkta, duygularımızı, anılarımızı, özlediklerimizi, kaybettiklerimizi bulurken biz O’nun kızıldan maviye dönen akşamında, griye köle olanlar üremeye başlamış O’nun güzelim sokaklarında, kızıllığından nefret ederek
‘onun….
Her bir sokağında yeni bir tablo keşfederken biz, her bir dakikasında, yeni hayatlarla tanışırken biz, gündüzünde insanlarıyla martılarıyla konuşup, gecesinde arka sokaklarının karmaşasını Özlerken biz, almaya çalışmışlar paylaştığımız her şeyi O’nunla elimizden….
Biz O’nu dinlerken Orhan Veli’yle beraber, küçük esnafını, seyyar satıcısını, yokuşlarında top oynayanını, adalarda fasıl yapanını, susturmaya çalışmışlar raks eden sesleri….
İnsanlar hayata veda ederken O’nun sokaklarının özleminden, oraya ait olmayanları getirmişler İstanbul’uma…
Aşkımıza el koyup, isimler vermeye, satın almaya başlamışlar aşkımızın her bir parçasını.
Yağmurunda O’nunla beraber ağlarken biz. sevenlerinin duygularını elinden alıp, işlerine yetişcmeyecekleri için nefret ettirmişler O’nun gözyaşlarından… O’nu dinleyip. O’nunla kadeh kaldırdığımız meyhaneleri ele geçirmişler bir bir… Nazım’a; biricik Nazım’ımıza ihanet edip. işgalioc izin vermişler İstanbul’un… O’nun betimlemesini yaptığı her bir dizeyi silercesine; gemileri o mavi limandan geçirmemeye başlamışlar…
Anılarımıza saygı göstermeksizin; büyük tutkumuza, yakıp yıkmışlar her bir
güzelliğini…
Duygularımızı isimleştirip parayla, İstanbul’umuza sahip olmaya başlamışlar yavaştan hızlıya…
Cem’in kulaklarını tıkayıp, sağır etmişler kendilerini de; O’nun sokaklarını duymamak için…
Aşkımıza ihanet edercesine yok etmeye başlamışlar İstanbul’umu, resimlerimiz ve bizi de katarak yanına.
16.08.2004/15:44