Karışık bir çekmeceyi dizlerime koymuşum, düzeltmeye çalışıyorum. Bora sesleniyor, “Başak! Başak!”
“Geliyorum,” diyorum. Çok geçmeden yine sesleniyor, “öff” diye kalkıyorum. Fakat hiçbir odada yok Bora. Ben ararken yine sesleniyor, “Moruk gel gel bak şuna!” Arka balkona çıkıyorum. Demir kafes açılmış, aşağıda Tool’un kliplerindeki gibi tipler var. Bora hâlâ ortada yok bu arada, sadece sesi var. “Kaç, ek müfreze çağırmış bunlar!” diye bağırıyor. Neden ki niye ki n’oluyo ki diye soruyorum, “Yahu kaçsana!” diye sinirleniyor. Kapıya doğru gidiyorum. Botları giymeye çalışıyorum. Ama bağcıklar çekilmiyor, ne yapsam bağlayamıyorum. “Midenden makarna çıkar, onunla bağla,” diyor. Elimi ağzıma sokup makarna çekmeye başlıyorum. Çubuk makarna. Çek çek bitmiyor. O sırada bir alışveriş arabası görüyorum. Ama rayda giden bir araba bu ve daha önceki rüyalarımdan tanıyorum onu. “Hah geldi benimki,” diyorum. Atlıyorum içine, kocaman bir handan geçiyorum. Çok yıkık, harabe bir han. Sonrası unutuldu.
B…T… – 13 Ocak 2018 – 03.57 – Gece
önceki içerik